Hoşgeldiniz  

Expo’nun en doğal projesi köylü kadınlardan

Semih Köken | 20 Nisan 2016 | Antalya Haber, EXPO 2016, Gündem, Yaşam A- A+

Expo’nun en doğal projesi köylü kadınlardan

ANTALYA’nın Türkiye’de ilk kez ev sahipliği yapacağı Expo 2016’nın doğaya en uyumlu bahçesi Lisinia, köylü kadınlar tarafından kuruldu.
ANTALYA'NIN TURKIYE'DE ILK KEZ EV SAHIPLIGI YAPACAGI EXPO 2016'NIN DOGAYA EN UYUMLU BAHCESI LISINIA, KOYLU KADINLAR TARAFINDAN KURULDU. (FOTO:MEHMET CINAR/ANTALYA-DHA)
Dünyanın en büyük üç organizasyonundan biri olan Expo, 22 Nisan’da ‘Gelecek Nesiller İçin Yeşil Bir Dünya’ sloganıyla ‘Çiçek ve Çocuk’ temasıyla Antalya’da açılıyor. Toplamda 2 milyar TL gibi dev bütçe yatırımının olduğu Expo 2016’nın en doğal projesi, köylü kadınların çalışmasıyla ortaya çıktı.

Burdur Valiliği’nce, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ve İl Özel İdaresi’nin desteğiyle Burdur’da dünyanın dört bir tarafından gönüllünün katıldığı Lisinia Doğa Yaşam Alanı, 1400 metrekare alanda uygulandı. Lisinia Doğa Yaşam Alanı kurucusu Öztürk Sarıca ve çoğunluğu Lavanta Deresi gibi projelerde de görev alan köylü kadınlardan oluşan ekip, iki haftada Lisinia’yı Expo 2016 Antalya alanında kurdu.

EN DOĞAL PROJE
ANTALYA'NIN TURKIYE'DE ILK KEZ EV SAHIPLIGI YAPACAGI EXPO 2016'NIN DOGAYA EN UYUMLU BAHCESI LISINIA, KOYLU KADINLAR TARAFINDAN KURULDU. (FOTO:MEHMET CINAR/ANTALYA-DHA)
Expo alanındaki Lisinia projesi tamamlandıktan sonra Burdur Valisi Hasan Kürklü, Vali Yardımcısı Bülent Uygur ve eşleri alanda incelemelerde bulundu. ‘Çiçek ve Çocuk’ temalı Expo 2016’da doğanın ön planda olduğunu belirten Burdur Valisi Kürklü, “Burdur’da Lisinia hakikaten bu anlamda hikayesi olan tek proje diyebiliriz. Doğallık bakımından ilk üçe girebilecek bir proje, en doğal proje diyebiliriz. Burdur, Teke yöresinin kültür merkezi, doğal güzellikleri, tarihiyle çok güzel bir bölge. Hem doğal hem tarihi değerlerini de yansıtmaya gayret ettik. Doğal proje olmasına özen gösterildi. Expo’nun konseptine en uygun proje, beğenileceğini ümit ediyorum” diye konuştu.
ANTALYA'NIN TURKIYE'DE ILK KEZ EV SAHIPLIGI YAPACAGI EXPO 2016'NIN DOGAYA EN UYUMLU BAHCESI LISINIA, KOYLU KADINLAR TARAFINDAN KURULDU. BURDUR VALISI HASAN KURKLU, VALI YARDIMCISI BULENT UYGUR VE ESLERINE LISINIA DOGA YASAM ALANI KURUCUSU OZTURK SARICA YAPILAN CALISMALAR HAKKINDA BILGI VERDI.(FOTO:MEHMET CINAR/ANTALYA-DHA)
TARİHİ KULE ÖRNEKLERİ

Köylerde terk edilmiş ve yıkılmaya yüz tutmuş evlerin yapılarında kullanılan ardıç ağaçları toplanarak 7 ağaç kule yapıldığını belirten Öztürk Sarıca, bu kulelerin Özgül Özçelik’in koordinatörlüğünde Osmanlı kule sanatı, eski Türk göçerlerin çadır yapıları, Kızıldereli çadırı, mısır piramitleri ve Kuzey Avrupa’daki çatı sistemleri gibi mimarilerle süslendiğini dile getirdi. Sarıca, bazılarının zaman içinde yıkılması nedeniyle 2-3 köy evi yapımında kullanılan bu ağaçların 500-600 yıllık kültüre sahip olduğunu dile getirdi.

GELECEK NESİLLER İÇİN SAĞLIKLI YAŞAM

Lisinia’nın, Expo’nun temasına çok uygun olduğunu belirten Öztürk Sarıca, Lisinia kapsamındaki antikanser tarımsal üretim, Burdur ve Salda göllerinin korunması için çok az su ihtiyacı olan lavanta, adaçayı, kekik gibi aromatik bitki üretimi, yaban hayatı rehabilitasyonu ve korunması, doğa okulu, gönüllülerin doğa eğitimi gibi tüm projelerin burada da yer aldığını dile getirdi. Burdur Gölü’nün korunması projesinin önemine değinen Sarıca, “İnsanların yaşamları için su olmazsa olmazı. Burdur Gölü için yürüttüğümüz sulak alanların korunması projesi kapsamında aromatik bitki projemizi de buraya taşıdık” dedi.

GÖLLER YÖRESİNİ ANDIRIYOR
ANTALYA'NIN TURKIYE'DE ILK KEZ EV SAHIPLIGI YAPACAGI EXPO 2016'NIN DOGAYA EN UYUMLU BAHCESI LISINIA, KOYLU KADINLAR TARAFINDAN KURULDU. BURDUR VALISI HASAN KURKLU, VALI YARDIMCISI BULENT UYGUR VE ESLERINE LISINIA DOGA YASAM ALANI KURUCUSU OZTURK SARICA YAPILAN CALISMALAR HAKKINDA BILGI VERDI.(FOTO:MEHMET CINAR/ANTALYA-DHA)
Projedeki yapıların tamamıyla geri dönüşüm ve doğal ürünlerden oluştuğunu anlatan Sarıca, Burdur Gölü, Salda Gölü ve Acıgöl’ün (Çorak) minyatürlerlerinin de bu alanda oluşturulduğunu söyledi. Özellikle Akçaköy’deki lavanta deresinin görünüm olarak da aynı şekilde alana taşındığını kaydeden Sarıca, “Lavanta deresi kurulduğundan bu yana Çorak Göl su tutmaya başladı. Bölge su kaynaklarının çıkış noktası Akçaköy’de kurulan lavanta deresiyle köylü gençler lavanta başta olmak üzere aromatik bitki üretimine başladı. Kaynak suların yok olmasındaki en büyük nedenlerden biri olan büyükbaş hayvancılık artık bu köyde yapılmıyor. Az yağış olmasına rağmen kaynaklar korunduğu için su tutan Çorak Göl bu yıl flamingo cennetine dönüştü. Burada ayrıca dağda bulunan adaçayı türü şalbanın ilk kez tarla üretimine başladık” dedi.

500 ÖBEK LAVANTA

Alanda lavanta deresini andıran şekilde 500 öbek lavanta dikimi yapıldığını da söyleyen Sarıca, “4 yıl önce Lisinia alanında dikim yaptığımız en iyi lavanta öbeklerimizi parçalamadan getirdik. Bu yıl çiçek verecek ve bir-iki ay sonra burada mor görsel şölen olacak. İnsanların Fransa’ya gidip fotoğraf çektirmesine gerek olmayacak. Aynı lavanta görseli burada yaşatılacak. Burada toprak altyapısı uygun değildi. Krom elde edildikten sonra ortaya çıkan kaya artıkları var, onların toprağını da dolgu maddesi olarak kullanıyoruz. Burada, Lisinia ve lavanta deresinin kurulumunda çalışan köylü kadınlarımız çalışıyor. Çoğunluğu köylü kadınlarımızdan oluşan yaklaşık 200 kişi 2 haftada bu alanı tamamladık” dedi.

AĞAÇ HEYKELLER

Lisinia’nın Expo projesinde, dünyaca ünlü Burdurlu sanatçı Durul Bakan’ın atık ardıç ağaçlarından yaban hayatını temsilen bir kartal heykeli yaptığını belirten Sarıca, “Ardıç projemizin devamı keçi projesidir. Dağların, gerçek sahipleri keçilere açılması taraftarıyız. Orman yangınları çıkmasın, daha doğal et ihtiyacı Türk insanı tarafından keçilerden tüketilebilsin düşüncesiyle keçi heykeli yapıldı. Diğer taraftan doğanın dili olan iki insan heykeli var. Artık son noktayı gösteriyor, insanların sona geldiğinde, susuz kaldığında ya da zararlı kimyasallarla doğayı tükettiğinde geldiği son nokta iki insanla anlatıldı” diye konuştu.

DOĞA EKONOMİSİ

Burada doğa ekonomisinin insanlara gösterilmeye çalışılacağını dile getiren Sarıca, “Türkiye ekonomisi için madencilik gerekli, gelişen bir ekonomiyiz ama bunun yanında bir doğa ekonomisi olduğunu da insanlara göstermeye çalışıyoruz. Ve bu doğa ekonomisi su tüketmeden çalışan bir ekonomi. Aynı zamanda doğa tahribatı yapılmıyor” dedi.

Etiketler:

EN SON HABERLER

© 2020 KEMER HABER Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle