Yazmayım diyerek çok direniyorum karışmayım diyorum ama edemedim….
2003 den bu yana Ak Partinin üyesiyim.
Kimseye Ne kadar Ak Partili olduğumu sorgulatmam bile..
Daha düne kadar kucak kuçağa oturanlara benim partiye olduğum bağlılığımı asla sorgulatmam çünkü hadlerine değildir.
Herkes kendi önüne baksın…
Kemerde yaşananlar hemen unutulur
Çoğu insan şimdikiler gibi Balık hafızalıdır. Yapılanı edileni çok çabuk unuturlar
Kimi bunlar derseniz açılış esnasında fotoğraf karesine girenlere bakıverin yeter.
Şimdi kalkmışlar Yusuf Üras Ak partinin açılışına kondu diye kendi kalemşörlerine yazı yazdırıyorlar…Affedersiniz de halt edersiniz….
2014 seçimlerinde nerdeydiniz beyler…
Geçin bunları pardon neyi paylaşamıyoruz….?
Neyi nasıl aldığınızı herkes biliyor ne kadar samimiyetsiz olduğunuzu da biz değil tüm akrabalarınız her yerde konuşuyor.
Ama merak etmeyin bu süngünüzde elbet düşecek ve gerçek kimlikleriniz gözükecektir.
İktidarın gücünü ancak sanayi kooperatifinde eşe dosta peşkeş çekerek onu bunu tehdit ederek iş yaparsınız…
Yusuf Üras dediğiniz adam şöyle veya böyle 8 bin oy almıştır ve kim ne derse desin potansiyel bir adaydır.
Haa borcu var mı dır ? yok mudur davaları bitmişmi dir? Bitmemişmi dir ? onu Adalet bilir ama Kemerde gerçekleri neyle saklarsınız..
Daha dün kuçak kuçağa otururken Yusuf Uras kurşunlara hedef olmamıştır.
Abisi başta yerde kendi başka yerde oynamamıştır..
Suç ortaklarıyla birlikte Ağır ceza kapılarında kıvranmamıştır.
Gibi örnekleri verebilirim ama bundan daha öncesi oturduğunuz koltuğunuzun hakkını verebilmektir.
Koltuk demişken Halit beye sorabilirsiniz acaba o koltuklar ve takım kimin vesilesi ile demirbaşa kayıt ettirilmiştir. Şimdi kalkıp adı üstünde hizmet ofisi açıp poz vermek değil tabana inip dertleri yerinde çözebilmektir.
Çok şükür hiçbir nemalanmam olmamış yaptığım işin parası almışımdır kimseden de beklentim bu güne kadar olmamıştır.
İktidar ne tarafta ise o tarafa dönmedim Bana sahip çıkmayanlar utansın
En azından şimdiki dönmeler gibi fırıldak olmadım.
Olanlara da selam olsun… diyerek bu can sıkıcı konuyu kapatalım…..
Ozan Arif’in şiirinde anlattığı gibi…
Vatan diye vatan olan yiğitler haykırıyor, sanki isimli, isimsiz şehitler onlara eşlik ediyor. Sanki arşı alada yıldızlar, yerin altında karıncalar, canlı cansız tüm yaratılmışlar onlara şahitlik ediyor.
Onlar, birazdan Bedrin Arslanları gibi ileri atılacaklar.
“Ölürsek Cennet bizim, kalırsak Vatan bizim” diyen şehit kardeşleri gibi ölümü öldürürcesine yürüyecekler.
Yarabbi!…
Abdulmuttalib’in yetimi Bedir’de ellerini açmış, “Allahım! Bu bir avuç mücahid şu savaş meydanında kaybederse, artık sana yeryüzünde ibadet edecek kimse kalmayacak! Onları koru Allah’ım” diyerek sana yalvarmıştı.
Bugün aynı durumdayız…
Ebrehe’nin, Kureyş’in ve dahi Haçlı’nın orduları bir olmuş, içteki düşmanlarla elele vermiş, İslam’ın son kalesini düşürmek için saldırıyor.
Bu kale düşerse; mazlumları, zalimlerin hüküm sürdüğü coğrafyada koruyacak başka kimse kalmayacak.
Çocuklar, gençler, yaşlılar ve rahminde bebek taşıyan kadınlar, günlerdir ellerini semaya açmış, sana yalvarıyor.
“‘Allah’sız zalimin zulmüne karşı, Allah’u Allah diyerek inlettik arşı’ diyen Mehmetçik’i sana emanet ettik” diyor…
Ellerini boş çevirme Allah’ım…
Ordumuzu muzaffer eyle, onları koru!..
Azabını ve gazabını onların düşmanlarına yoldaş eyle Allah’ım…
AMİN
Ayışığının tüm karanlıkları aydınlatması dileyiğle