Hoşgeldiniz  

Bağlıkaya, Ayık ve Narin turizmin geleceği için ne dedi?

SEMİH KÖKEN | 02 Şubat 2019 | Oteller, Turizm A- A+

Bağlıkaya, Ayık ve Narin turizmin geleceği için ne dedi?

EMITT’te düzenlenen ‘’Turizm Önderleri Turizmin Geleceğini Tartışıyor’’ başlıklı panele katılan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, TÜROFED başkanı Oya Narin ve TÜROFED Başkanı Osman Ayık, sektörün geleceğine ve neler yapılması gerektiğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İbrahim Birkan’ın moderatörlüğünde yapılan panelde konuşan TTYD Başkanı Oya Narin, turizm sektörünün ülke ekonomisinin lideri durumuna geldiğini ve bunun da herkese sorumluluk yüklediğini söyledi. ‘’Herkesin bizden beklentileri var’’ diyen Narin, konuşmasında şu noktaların altını çizdi:

‘’HER ŞEYİMİZLE 30 YILI PLANLAMALIYIZ’’

TTYD olarak geriye dönük geriye dönük rakamlara baktığımızda 600 milyon turist ve 600 milyar dolar kazandığımızı gördük. İşi kendi salınımı içinde bırakırsak önümüzdeki dönemde 1,5 trilyon dolar, ama çaba sarf edersek 2 trilyon dolar turizm geliri elde ederiz. Verimliliğimizi arttırarak çok çalışmamız gerekecek. Kanunlarımızla ve her şeyimizle önümüzdeki 30 yılı yazmamız gerekiyor.

‘’HEM DİJİTALLEŞİP HEM DİJİTALLEŞMEMEİLİYİZ’’

Turizm sektörü olarak planlı çalışmalıyız. Rakiplerimiz farklı ürün ve fiyatlarla ortaya çıkıyor. Plansız ilerlememiz bizim için bir tehdit olabilir. Turizmin taraflarıyla bir araya gelerek bir master plan plan yapmalıyız. 1.4 milyon yatağa yakın kapasite var. 350 bin de yapım aşamasında olan yatak var. Böyle mi devam etmeli, restoran sayısı otel sayısında fazla mı olmalı? 20 milyonu gördüğünde İstanbul’da neler olacak? Bunlara kafa yormalıyız. Bir taraftan dijitalleşirken, bir taraftan da dijitalleşmemek üzerine paketler yapmamız gerekiyor. 4 saat uçuşla gelen misafiri havalimanından oteline 4 saatte götürüyorsak burada sorun var demektir.

‘’TURİZMDE 18 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE BİR RİSK VAR’’

Şu anda Türkiye’nin turizm sektöründe 18 milyar doların üstünde bir riski var. Turizmcilerin ,iletme sermayesine ihtiyacı var. Son 2-3 senedir imkansızlardan dolayı yapamadığımız renovasyon ihtiyacını da göz ödününe alırsak önemli bir finansman sorunu ortaya çıkıyor. Turizm gelirini arttırmak istiyorsak, renovasyona kaynak ve finansman bulabilmeliyiz.’’

BAĞLIKAYA: AVRUPA PAZARI MANİPÜLATİF

Panelin diğer katılımcısı Firuz Bağlıkaya ise, Türkiye turizminin olağan dışı koşullarda ve her 3 yılda bir kriz yaşayarak bugünlere geldiğini belirtti. Avrupa pazarının manipülasyona açık olduğunu kaydeden Bağlıkaya, Avrupa pazarını kaybetmeden alternatif pazarlarda büyümenin önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

‘’SEKTÖR BUGÜNLERE DÖRT BAŞI MAMUR OLARAK GELMEDİ’’

Aslında bu sektörün başarısı krizleri nasıl atlattığı ile doğru orantılı. Neler oldu ve bundan sonra neler olacak diye bakarsak, turizm sektörü 3 yıl arayla krizler yaşayarak geldi hep. Sektör dört başı mamur olarak gelmedi bu noktalara. Bu nedenle bugün dünyada bulunduğumuz konum ve sıranın değeri de çok fazla. Biz dış müdahalelere ve krizlere rağmen bu noktalara.

‘’KRİZLER ALTERNATİF PAZARLARA AÇILMAMIZ GEREKTİĞİNİ GÇSTERDİ’’

Krizler bize alternatif pazarlara açılmamız gerektiğini gördük. Çünkü Avrupa pazarının manipülatif olduğunu gördük. 2016’nın faydası, pazar çeşitliliğine gitmemiz oldu. Ana pazarlarımız, Rusya ve Ukrayna hariç, Avrupa pazarı 2015’in üstünde değil. Bütün pazarlar 2015’in altında ve buna rağmen rekor kırdık.

ttyd_turofed_tursb

‘’EN BÜYÜK TUİZM HAREKETİNİN YAŞANDIĞI COĞRAFYADAYIZ’’

Avrupa pazarlarında da artışlar var. Buralar da tam olarak devreye girdiğinde daha büyük rekorlar kıracağız. Avrupa bizim için vazgeçilebilir bir pazar değil. Turizm coğrafi bir olay ve en büyük turizm hareketi bizim de için de bulunduğumuz Avrupa’da yaşanıyor. Alternatif pazarlara odaklanırsan ana pazarlarımızı da es geçmemeliyiz.

‘’HER ŞEY TÜRKİYE TURİZMİNİN LEHİNE GELİŞİYOR’’

100 milyon turist 100 milyar dolar turizm geliri hayal değil. Kısa vadede her şeyin Türkiye turizminin lehine geliştiğini görüyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan dirence ve mücadeleye sahibiz. Bu kadar şeye rağmen hala otel yapılıyor, charterlar planlanıyor, tur operatörleri turist getiriyor. Hedeflerimizi revize ederek gideceğiz ve 2023’te çok daha iyi sonuçlar alacağız.

Kriz vurduğunda sektörün tüm ayaklarını vuruyor. Dolayısıyla ucuz finansman ihtiyacı sektörün bütün paydaşları için gerekli Bugüne kadar yapılmadı değil ama daha da arttırılması lazım.

‘’SEKTÖR KİM NEREYE ÇEKERSE ORAYA GİDİYOR’’

Bu kadar önemli bir sektör, kim nereye çekerse oraya gidiyor. Aramızda bir koordinasyon yok. Herkes bir şey yapıyor ve acayip acayip paralar harcıyor. Turizm Bakanlığı bir fon oluşturuyor. O fon ne zaman iyi işler? Bizden birileri orada etkili olduğunda o fon çok güzel çalışır. Tek hedef ve tek strateji işle hareket eder. Tüm sektörün görüşü doğrultusunda bir strateji ve planlama yapılmalı. Sektör tek bir yer tek bir alan değil. Turizm Geliştirme Fonu ile bu kaynaklar oluşturulacak.

‘’BARSELONA’DA OTEL YAPMAK İSTDİK 8 SENE SONRASINA TARİH VERDİLER’’

Biz hala destinasyon yönetimine geçemedik. Fon vasıtasıyla destinasyon yönetimine geçileceğini düşünüyorum. Sadece tanıtım değil, yatırım stratejileri de orada konuşulabilir. Barselona’da bir otel yapmak istedik 8 sene sonrasına tarih verdiler. Ama bizde turizm azıcık kıpırdadığında bir anda her yer otel doluyor. Bu da arz-talep dengesini bozuyor. Bu nedenle yatırım ayağında da planlama yapmak gerekiyor.

Biz otelleri ucuz satmıyoruz. İspanya’daki oteli de, Yunanistan’daki oteli de, Türkiye’deki oteli de aynı fiyata satıyoruz. Asıl mesele turisti sokağa çıkaramamak. Oteller 5 yıldız, sokaklar 3 yıldız. Diğer destinasyonların bize karşı avantajlı olduğu yanlar var. Bu ülkelerde otel dışı harcama yüksek.’’

AYIK: DÜNYADAKİ GELİŞMELERDEN EN OLUMLU ETKİLENECEK ÜLKE TÜRKİYE

TÜROFED Başkanı Osman Ayık ise, turizm sektöründe eş-güdüme ve yönetişime dikkat çeken açıklamalar yaptı. Türkiye’nin dünyadaki gelişmelerden olumlu etkilenmesi en muhtemel ülkelerden biri olduğunu kaydeden Ayık, ‘’Dünya turizmi son derece hızlı büyüyor. Dünyadaki toplam GSYHS’nin yüzde 10’u turizm gelirlerinden oluşuyor. Önemli olan bizim bunda ne kadar pay alacağımız.’’ dedi.

Küreselleşmenin tüm dünyayı teslim alan bir şey olduğuna dikkat çeken Ayık, ‘’Küreselleşmenin en güzel etkilediği sektörü bizim sektör. Küreselleşme ulaşım imkanlarını ve veri transferini hızlandırdı. Bu iki şey bizim tüm alışkanlıklarımızı değiştirdi. Deneyim yaşama isteğini tetikledi. İnsanlar daha kısa aralıklarla daha sık seyahat etmeye başladılar.’’ ifadelerini kullandı. Ayık, konuşmasının devamında şu noktalara dikkat çekti:

‘’ÇABA GÖSTERMESEK BİLE HER YIL ÇİFT HANELİ BÜYÜRÜZ’’

‘’Dünyada seyahat alışkanlığı en yüksek olan Avrupa’nın dibinde olmamız bizim en büyük şansımız şu; Türkiye çok fazla çaba göstermese bile, bizim büyümemiz her yıl çift haneli olacak. Bizim önümüzdeki süreçte hata yapmamamız. Gerekiyor.

‘’BU İŞİN 3 AYAĞI VAR’’

Ülke olarak başarılı işler yaptık, hikayeler yazdık. Kayıplar yaşadığımız yıllar da oldu. 2019 çok iyi göstergelerle başladı. Bu işin 3 ayağı var; Yatırım, pazarlama, servis. Buradaki eşgüdümün yanına kamunun atacağı adımların eklenmesi son derece önemli.

‘’SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTEB UZAKLAŞMAMALIYIZ’’

Türkiye’nin bundan sonra, sürdürülebilirlik kavramında uzaklaşmaması gerekiyor. Sürdürülebilirlik, sosyal ve ekonomik bir denge içinde olmalı. Tüm kurumlar bunu kavrarsa rekabet ettiğimiz destinasyonlara karşı avantajlı hale geleceğiz. Buna katmamız gereken tek şey ise inovasyonu bu işin içine sokmak. Bu şekilde hedefleri egale edip yeni hedefler belirleyerek yolumuza devam edebiliriz.

‘’ARZ ODAKLI TURİZMDEN TALEP ODAKLI TURİZME GEÇMELİYİZ’’

Yerelleşme, turizmde önemli kavramlardan biri. İnsanların deneyim açlığı var ve bunun yolu da yerelleşmesen geçiyor. Biz artık arz odaklı turizmden talep odaklı turizme geçmek zorundayız. Sonra da bu talebe uygun olarak müşteri deneyimlerini dikkate alarak geleceği planlamak ve bütün dijital imkanları kullanarak tanıtım yapmalıyız. Kamu ve sektör arasında artık ciddi kanalların olması ve bu kanalların sürekli açık olması lazım.

‘’SİVİL UNSURLARIN İÇİNDE OLMADIĞI HİÇBİR ŞEY SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL’’

Sivil unsurların içinde olmadığı hiçbir şeyin sürdürülebilir olması mümkün değil. Yerel yönetimlerin, kamu otoritelerinin ve siyasi otoritelerin bize kulak vermesi lazım. Bizim içinde olmadığımız bir süreç başarılı olamaz.

OYA NARİN VE OSMAN AYIK TURİZM FONU SORUSUNA NE YANIT VERDİ?

Panelin soru-cevap bölümünde Narin’ye yöneltilen, ‘’Turizm Geliştirme Fonu için otellerden cironun yüzde 1’inin alınması plnlanıyor. Bazı tesislerin cirosu yüksek karı düşük bazılarının ciosu düşük karı yüksek. Burada dnge nasıl sağlanacak, oranın yüzde 0,5’e çekilme durumu var mı?’’ şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:

NARİN: ZATEN HARCIYORUZ

‘’Turizmde planlamanın ve tanıtımın tek elden yapılması gerekiyor. İşletmeler zaten bu kaynağı kendileri harcıyorlar. Tur operatörlerine ve acentelere pazarlama desteği veriliyor. Bir işletmenin dünya standartlarına göre tanıtım ve pazarlamaya zaten cirosunun yüzde 2-3’ünü harcaması gerekiyor.’’

AYIK: KAYNAK DOĞRU KULLANILIRSA…

Osman Ayık ise aynı soruya, ‘’Fon konusunda oranlara takılmamak lazım. Doğru kurguyla doğru bir iş yapmak gerekmiyor. Sektör pek çok konuda taşın altına elini koydu. Oranlar tartışılabilir. Kaynak yaratılacaksa, sektör yeni bir yönetişim mantığıyla her türlü katkıyı sunmaya hazır. Önemli olan yaratılan bu kaynağın doğru bir şekilde kullanılması. Türkiye ana markasının altında alt markalarımızı yaratmak, kurguyu iyi planlamak, bölgelere göre farklılaştırılmış ürün dizaynları geliştirmek durumundayız.’’ diye cevap verdi.

Etiketler:

EN SON HABERLER

© 2020 KEMER HABER Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle