Hoşgeldiniz  

BOĞAÇAY’DAN ÇIKANLAR ŞAŞIRTTI!

Semih Köken | 03 Haziran 2015 | Antalya Haber, Turizm A- A+

ANTALYA Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’nin en büyük ikinci kanal projesini uygulayacağını açıkladığı Boğaçay Çakırlar bölgesinde bir firmanın dere yatağından kamyonlarla taşıdığı kayaç kütlelerinde, altın ve gümüş tespit edildi.

Boğaçay’da altın ve gümüş madenine rastlanıldığı ve dere yatağından kamyonlarla taşındığı belirtilen kayaç kütlelerine ilişkin bilirkişi raporu, Antalya Divriğliler Derneği’nin ‘Çevre Kirliliği’ konulu toplantısında gündeme geldi. Ak Parti, CHP, MHP ve HDP’nin milletvekili adaylarının davet edildiği toplantıya, CHP’den Figen Çalıkuşu, HDP’den ise Saruhan Oluç ve Nuray Erçağan katıldı. HDP Antalya Milletvekili Adayı Nuray Erçağan, Antalya 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin talebi üzerine hazırlanan bilirkişi raporuna göre, Boğaçay’da bir firmanın kamyon kamyon taşımaya devam ettiği dere yatağındaki kayaç kütlelerinde altın ve gümüş madenine rastlandığını söyledi ve bilirkişi raporunu gösterdi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Boğaçay’ı derinleştirerek uygulayacağını açıkladığı kanal projesine de değinen Nuray Erçağan, bu projenin bir bahane olabileceğini, bilimsel verilere göre dere yatağı yüzeyinde alınan kayaç kütlelerindeki altın ve gümüş yoğunluğunun derinleştikçe artacağı ve bilirkişi raporunun da bu yönde hazırlanmış bir tespit raporu olduğunu dile getirdi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Kanal İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en çılgın ikinci projesi olacağı belirtilen projede de debisinin derinleştirileceği açıklanan Boğaçay’da mahkeme bilirkişi heyeti tarafından 2003 yılında hazırlanan raporun ise Altınyunus Madencilik’e ait olduğu söylenen arama ruhsatlı sahadaki inceleme sonrası hazırlandığı belirtildi.

Doğada altın madeninin genellikle iki türlü yapılarda bulunduğu belirtilen raporda, “Birinci tip, kayaç kütleleri içerisinde darlar halinde bulunur. Bu tip yataklar yerinde ve siyanürle işletilerek elde edilir. İkinci tip altın madenleri ise plaser yatak denilen akarsu yatakları ve alüvyonlarda saf olarak bulunan altın madenleridir” denilerek, arama sahası üzerinde bulunan alüvyonlu malzemeden kepçeyle alınarak yapılan analiz ve sonuçları açıklandı.

ALTIN VE GÜMÜŞ PARÇACIKLARI

İri çakıl ve diğer atık malzemelerin ayrıştırıldığı, yıkanmış ince malzemenin de konsantre cihazından geçirilerek varillere alındıktan sonra farklı varillerden dört adet numune alındığı kaydedilen raporda, “Almış olduğumuz numuneleri ayrı ayrı plaser altın yataklarında altın elde edilmesinde kullanılan ve bate denilen oluklu yuvarlak kap içerisinde jigleme yöntemiyle (Su ile sallayarak yıkama) hafif olan maddeler dışarıya atılarak, ağır ve yoğunluğu fazla olan maddeleri incelediğimizde, gerek çıplak gözle, gerek mercek ve büyüteçle yapılan gözlemler sonucunda almış olduğumuz numuneler içerisinde yer yer altın, gümüş maden parçacıkları bulunduğu tarafımızdan tespiti yapılmıştır” denildi.

KAMYONLARLA SİYANÜRLE AYRIŞTIRILAN YERE TAŞINABİLİR

Bu tür faaliyetlerde firmaların tespitten hemen sonra başlamadığına ve uzun vadeli projeler olduğuna dikkat çeken Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Beyza Üstün, “Altın, gümüş gibi değerli materyallere su havzalarında çok rastlanır. İki mühendisin hazırladığı bilirkişi raporunda da altın ve gümüşe rastlandığı belirtiliyor. Buradan kamyonlarla dere yatağından alınan kayaç kütleleri, siyanür kullanılan Bergama, Murgul gibi yerlere taşınıyor olabilir. Yurtdışında başka bir işletmeye de taşınıyor olabilir. Bu çok ciddi bir konu ve yetkili makamların tüm bu soruları yanıtlaması gerekiyor” dedi. Malatya civarında da benzer bir durumun yaşandığını anlatan Prof. Dr. Beyza Üstün, kayaç halinde alınarak Mersin Limanı’na getirildiğini ve oradan da gemilerle nereye olduğunu bilmediklerini bir yere taşındığını tespit ettiklerini söyledi.

EDİRNE’DE BENZER UYGULAMA DURDURULDU

Bergama gibi işletmelere taşınıyorsa da eğer, burada siyanürle ayrıştırmanın rahatlıkla yapılabileceğini ve kimsenin ruhunun duymayacağını kaydeden Prof. Dr. Üstün, “Önce arama ruhsatıyla başlanır ve çıkarttıkları kayaçlardan metaller alınır. Edirne civarında bir tanıklığım oldu. Maden arama ruhsatı geçici. Kayaçları çıkarıp içindeki damarları bir yerlere taşımaya başlamışlar. Kum-çakıl ocağına götüreceğim derken biz de analiz istedik. Kendi web sitesinde de ‘Avrupa’nın en büyük altın şirketi olacağız’ diyen bir firmaydı ve yapılan analizde altına rastlandı. Ardından da mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi” dedi.

CİDDİ REZERV OLABİLİR

Dere yatağından ne amaçla olursa olsun kum-çakıl çıkarılamayacağını, bunun çimento sektörü için dahi yapılamayacağını belirten Prof. Dr. Üstün, bölgede ciddi bir rezerv olabileceği veya rezerv araştırmalarının devam ediyor olabileceğine değindi. Yüzeyde damarı daha da genişletmek için kanal açılacağını söyleyen Prof. Dr. Üstün, “Kanal açmak demek oradaki katmanları almak demektir. Daha derinleştirmek için dere besleyen yer altı katmanındaki, akiferin içinde ciddi metal damarları var ve almak istiyorlar. Bunun için bir yeri kazmanız ve bir bahaneniz olması gerekiyor. Geçici taş ocağı ruhsatı, maden arama sondajı veya ‘kanal yapıyorum’ diye bu yapılabilir. Hatta ‘sel geliyor derenin yatağını genişletiyorum’ da denilebilir” dedi.

 

Etiketler:

EN SON HABERLER

© 2020 KEMER HABER Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle