Hoşgeldiniz  

Sözen’i tutuklayan hakim ve savcılar FETÖ’cü çıktı

Semih Köken | 03 Ağustos 2016 | Antalya Haber, Gündem, Yaşam A- A+

Sözen’i tutuklayan hakim ve savcılar FETÖ’cü çıktı

2009 yerel seçimlerinde CHP’den Manavgat Belediye Başkanlığı’na seçilen Şükrü Sözen, yaklaşık iki ay sonra temizlik ihalelerine ilişkin menfaat sağlama suçlamasıyla gözaltına alındı ve 1 yıl 5 ay cezaevinde kaldı. Serbest kaldıktan iki ay sonra görevine dönen Sözen, 2014 yerel seçimlerinde yeniden belediye başkanlığına seçildi. Başkan Sözen’in de o dönem içinde olduğu dosyayı hazırlayan emniyet mensupları ve savcı ile davaya bakan hakimlerin tamamı, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği iddiasıyla tutuklandı.

CHP’li Şükrü Sözen, haksız ve hukuka aykırı diye nitelendirdiği ve bu nedenle 1.5 yıl cezaevinde kalmasına neden olan, FETÖ terör örgütü üyeliği suçundan tutuklanan hakim, savcı ve emniyet mensupları hakkında yargıya başvurdu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na avukatları aracılığıyla suç duyurusunda bulunan Şükrü Sözen, FETÖ üyeliği, vatan hainliği, darbeye teşebbüs gibi suçlamalarla tutuklu olan ve meslekten ihraç edilen hakimler Mustafa Hakan Uğur, Mustafa Kayın, Cemil Uzun, Mehmet Ayan, İsmail Şahin, savcı Murat İnci, o dönemin Antalya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Mehmet Erikoğlu ile aynı şubedeki emniyet amiri Kemal Gezer hakkında şikayetçi oldu.

1.5 YIL TUTUKLU KALDI

Siyasi saiklerle adil yargılanma hakkını ihlal, görevi kötüye kullanma ve özgürlüğü kısıtlama suçlamaları yöneltilen eski hakim, savcı ve emniyet mensuplarına ilişkin suç duyurusunda Şükrü Sözen, 2009’da haksız ve hukuka aykırı olarak ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, örgüt üyeliği ve görevi kötüye kullanma gibi suçlardan gözaltına alındığını, 11 Haziran 2010’da tutuklandığını, 29 Eylül 2011 tarihinde de tahliye olduğunu hatırlattı. Sözen, FETÖ/PDY örgütüyle bağlantılı bu isimlerin meslekten ihraç edildiğini ve tutuklandıklarını söyledi.

DARBE VATANA İHANET

O dönem yaşadığı zor süreci ve cezaevi günlerini ilk kez anlatan Şükrü Sözen, ülkenin çok zor süreçten geçtiğini belirterek, “Bu ülke darbelerden çok şey kaybetti. İnsanların yaşamı, ülkenin ekonomik yapısına ilişkin çok büyük zararlar verdi. Darbeyi aklından bile geçirmenin vatana ihanet olduğuna inanlardanım” dedi.

AHLAKSIZ, HAİN YAPI

Halkın, herkesin göğsünü kabartan, gururlandıran, dünyaya ders olabilecek duruş gösterdiğini belirten Sözen, bu süreçlerin ülkelere, insanlara, ailelere de çok şey kaybettirdiğini dile getirdi. Şükrü Sözen, son yaşanan olayın da ülkemize çok şey kaybettirdiğini söyledi. Kısa zamanda halkın desteğiyle bastırılmasına rağmen, ahlaksız, ülkenin altını oymaya çalışan bu hain yapının bastırılmasına rağmen çok ciddi zararlar verdiğini anlatan Sözen, “Birçok aile şu anda kayıplarından, ekonomik sıkıntılardan ve süreçlerden dolayı ızdırap içinde. Bizler de acizane bu süreçlerin geçmişte sıkıntısını yaşayanlardanız. Bizler de herkes gibi bir ölçekte bu süreçte nasibini alanlardanız” dedi.

BABASI DA BELEDİYE BAŞKANIYKEN DARBE MAĞDURU OLDU

Türkiye’nin 50 ilinden büyük bir ilçede iki dönemdir belediye başkanlığı yaptığını hatırlatan Sözen, “İki dönem halk tevazu gösterdi, çok ciddi oranlarda oy alarak göreve geldik. Övünerek de ifade ediyorum üç nesildir Türkiye’de arka arkaya bir bölgede belediye başkanlığı yapan tek nesiliz. Dedem 4 dönem Manavgat’ta onurlu belediye başkanlığı görevini üstlenmiş, gurur duyduğum babam 2 dönem onurlu belediye başkanlığı yapmış, 2 dönemdir de ben yapıyorum. Ama ilginçtir, 12 Eylül sürecinde 20 yaşında bir gençtim ve babam o süreçte belediye başkanı. Ve rencide edilerek, ihtilal eliyle görevinden alınan bir insandır. Bunun acısını aile olarak yaşadık ve bedelini aile olarak ödedik” dedi.

‘NEYLE SUÇLANDIĞIMI BİLMEDEN 12 AY YATTIM’

Kendisini bu yapının haksız yere 1.5 yıl cezaevinde tuttuğunu ve bugün yaşananlarla ilgili ciddi duygu karmaşası içinde olduğunu söyleyen Sözen, “Üzüleyim mi, sevineyim mi, yadırgayayım mı ne yapayım bilemiyorum. 2009’da belediye başkanı oldum ve hemen sonra Türkiye genelinde birçok belediyenin içinde değerlendirildiği bir operasyon yaşandı. Daha belediye başkanı olmamızın hazzını yaşama şansımız olmadan bir operasyon neticesinde paldır küldür toplandık. Neyle suçlandığımızı bile bilmeden, ilginçtir 12 ay tutuklu kaldım. Toplam 1.5 yılın 12 ayı neyle suçlandığımı, hakkımızdaki iddiaların ne olduğu bile öğrenemeden yattık biz. Bugün izliyoruz ki bunun temelinde bu ahlaksız yapı var” dedi.

ADALETİN TECELLİ ETMESİ BU

İnsanları halkın gözünde tartışılır hale getirme, rencide etme, hesaplarını kitaplarını tutturabilmek için bu tarz lekeler atarak bu ülkeyi dizayn etmeye çalışanlar olduğunun bugün bir kez daha ortaya çıktığını anlatan Sözen, “Ülkenin çok önemli bir yerinde yüzde 50’ye yakın oyla seçilen bir belediye başkanını sorgusuz sualsiz alıyorlar, 1.5 yıl tutuklu kalıyorsunuz, kendinizi ifade etme şansını 12 ayda yakalıyorsunuz. Bu insanların da aileleri, çoluk çocukları, anaları babaları var. Bunların halet-i ruhiyesini en iyi ben anlayabilirim. O insanlar bugün tutuklu ve kendilerini ifade edebilmek adına bekliyorlar. Ne kadar bekleyeceklerini bilmiyorum, asla beddua etmedim ama adaletin tecelli etmesini de sonuna kadar sabırla bekledik” diye konuştu.

‘SUÇUMUZU SORDUK GİZLİLİK KARARI VAR DENİLDİ’

Tutukluyken her ay itiraz müracaatları yaptıklarını belirten Sözen, “Bilerek veya bilmeyerek bir hatamız varsa bu yargılamanın sonunda ortaya çıksın, eğer hatamız varsa ceremesini çekelim. Ama ben seçilmiş bir insanım, kentime hizmet etmek istiyorum, bu süre zarfında tutuklu olmamın anlamı yok, beni serbest bırakın tutuksuz yargılamam devam etsin, ben halka olan borcumu ödeyeyim dememe rağmen, her seferde kaçma olasılığından dolayı tutukluğun devamı kararı verildi” dedi. ‘Neyle suçlandığımızı bir öğrenelim’ dediğinde de ‘gizlilik kararı var’ denildiğini kaydeden Sözen, kaçma olasılığından dolayı haksız yere 1.5 yıl tutuklu bırakıldığını söyledi.

‘HER MAHKEMENİN BİR GÜN ÖNCESİ HEYET DEĞİŞTİ’

Her mahkemenin bir gün öncesinde heyet değiştiğini, yedek bir heyet geldiğini, dosyaya vakıf olmadığı gerekçesiyle tutukluluğun devamına karar verildiğini belirten Sözen, şöyle devam etti:

“Ertesi gün asli ekip yerine geldi. Bu acıları yaşadık biz. Ve çok ilginçtir, bir yıl sonunda mahkemeye çıktık. Bizi orada yargılayan, güvenmem gereken, beni adilce yargılayacağına inanmam gereken mahkeme başkanı bir gün önce göreve gelen insandır. Çıktık karşısına, bir yıldır beklemişim kendimi ifade edeceğim, beni sorgulayacaklar neyle suçlandığımı öğrenmek için. 50 dakikaya yakın mahkemede konuştum. Sadece bana ‘nedir suçlamalarla ilgili düşüncen’ diye bir tek soru sordu ve 50 dakika boyunca hiçbir şey sormadan beni dinledi. Ve dedim ki ‘Beni uzun zamandır dinliyorsunuz hiç sözümü kesmeden hayatımda ilk defa hakim, savcı karşısına çıktım. Ve şunu bekledim beni sorgulayın, 1.5 yıldır beni içerde tutuyorsunuz ya, elinizin altında derme çatma dosyalarda ne varsa beni sorgulayın ben de cevap vereyim. Veremiyorsam da not edin. Ama ilginçtir bir saattir konuşuyorum tek soru sormadınız. Dilerim ki bu bir peşin hükümlülük değildir’ dedim.”

FETÖCÜ AVUKATIN SAVUNDUĞU SERBEST BIRAKILDI

Savcılığın mahkeme öncesinde tahliyesini istediğini anlatan Sözen, “O dosyanın içinde çok daha ağır pozisyonda iddialara yönelik 800-900 yılla yargılanan insanların ‘tahliyesine’ dedi. O kişilerin avukatı bugün FETÖ yapısının avukatı olarak bilinen bir zattı ve bugün tutuklu. Mahkeme sonunda savcının tahliye dediği ve talimat verildiğine inandığım o mahkeme başkanı benim tutukluluğuma, o yapıya ait avukatın savunduğu ve ithamlar itibariyle çok daha ağır pozisyonda olan insanın tahliyesine dedi ve 6 ay daha orada koşulsuz kalmak zorunda kaldık.”

AİLEM ÇOK AĞIR ZARAR GÖRDÜ

İşin asıl acı tarafının ise cezaevi sürecinde ailesinin yaşadıkları olduğuna değinen Şükrü Sözen, şöyle anlattı:

“Bir taraftan ailenizden özveride bulunarak, özel hayatınızdan, sağlığınızdan, ekonomimizden özveri göstererek bu görevleri üstleniyorsun, tabi bunun belli ölçüde bedellerini bilerek o görevlere geliyorsunuz. Fakat üzüntü verici olan ailelerinizin hak etmediği şekilde bundan en ağır şekilde zarar görmesi. O tarihte evladım ergenlik çağındaydı, çok ciddi duygu karmaşası içinde olduğunu biliyorum. Kızım 10-11 yaşındaydı tam yetişme çağında, geliyorlar babalarını o korkuluğun ardında görüyorlar. Nasıl bir ruh halinde olduğunu düşünün. Bugün cezaevi sürecinde haksız suçlamalarla intihar eden insanlar vardı. Bizler güçlü, inançlı olmasaydık, ülkemizi sevmeseydik, bize emek verenleri sevmeseydik belki biz de o noktalarda olabilirdik. Çocuklarımda hala o sürecin izlerini görüyorum. Bunların bir bedeli, sorumluluğu olmak zorunda. Düşünün annem. Kayınpederi belediye başkanı, kocası belediye başkanı, oğlu belediye başkanı ve 75 yaşında bu kadın İzmir’e her hafta geldi gecenin 2-3’ünde kalkarak. Saatlerce cezaevi kapısında bekledi ve beni ziyaret edip geri döndü. Bunun bir bedeli olmak zorunda. Bu ahlaksız yapıyı bu ülkenin üstünden bertaraf etmek için yüzlerce insanımız şehit oldu. Hakikaten bu ülkeye çok büyük zararlar veren bir yapılanma. Diliyoruz ki temizlenmiştir, tamamen ülke bundan soyutlanmıştır. Ama yıllarca bunların yapılandığını ifade eden mercilerimiz de vardı ülke genelinde. Bunların bu kadar ahlaksız yapılanma içinde olduğunu ifade eden yapılarımız vardı.”

Etiketler:

EN SON HABERLER

© 2020 KEMER HABER Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle