Hoşgeldiniz  

Turizm için paralel yapı devrede

Semih Köken | 07 Şubat 2016 | Antalya Haber A- A+

Turizm için paralel yapı devrede
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, paralel yapının turizm konusunda kara propaganda yürüttüğünü belirterek bunların detaylarını verdi.
tuirizmmanset_tepe de8103184cd3d6ecc886b4c67a905276
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Türkiye’nin algısı ve imajına yönelik kara propaganda yürütüldüğünü ileri sürerek, “Şu anda bir türbülans yaşıyoruz. Ama burada psikoloji ve algıyı çok iyi yönetmeliyiz. Bunu da çok iyi yönetiyoruz. Sadece turizmi konu alan telafi edici ve önleyici tedbirleri konuştuğumuz dört toplantı düzenledik” dedi. Ünal, Rusya ile krizden etkilenen Antalya turizmine EXPO-2016 ile yeni bir ivme kazandırmayı amaçladıklarını söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt illerinin kültür ve turizm potansiyelleri, sektörün sorunları ve çözüm önerilerinin masaya yatırıldığı Kültür ve Turizm Bölge Çalıştayı’na, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın yanı sıra bölge valileri, milletvekilleri, bürokratlar ve sektör temsilcileri katıldı.

AĞBAL: 2016 TURİZM İÇİN KOLAY YIL OLMAYACAK

Maliye Bakanı Naci Ağbal çalıştayda yaptığı konuşmada terörün kökünü kazıyacaklarını söyledi. Turizm sektörünün Türkiye ekonomisi için son derece önemli olduğu, dış ticaret, istihdam ve yarattığı katma değer bakımından ekonomiye önemli katkıları olan bir sektör olduğunu söyledi.

Ak Parti iktidarlarının Türkiye’ye gelen turist sayısını 13 milyondan 36 milyona çıkardığını söyleyen Ağbal, yatak kapasitesinin de 600 binden 1 milyon 100 bine çıktığını anlattı. Bakan Ağbal, Türkiye dünyada en çok ziyaret edilen 6’ncı, turizm gelirleri açısından 12’inci ülke olduğunu, 1 milyon insanın turizmden ekmek yediğini, 2015 yılında cari açığın yüzde 63’ünün turizm gelirlerinden finanse edildiğini belirtti.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2015 yılının turizm açısından kolay bir yıl olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnşallah 2016 daha iyi olur. 2015’te globalleşen terör olayları, içinden çıkamadığımız global ekonomik kriz bir çok sektör gibi turizmi de etkiledi. Turizm gelirlerimiz 2014 yılına göre bir miktar azaldı, ziyaretçi sayısı da azalmıştır. 2016 yılı turizm için kolay bir yıl olmayacak. 2014 yılının ikinci yarısından itibaren ağırlaşan koşullar 2016 yılında da belli ki devam eden jeopolitik riskler, devam eden global ekonomik sıkıntılar nedeniyle bir çok ülke gibi Türkiye için de sıkıntıları beraberinde getirecek. 2016 yılı için yapılan tahminlerde hem turist sayısında hem turizm gelirinde bir miktar azalma bekliyoruz.”

Turizm sektöründe var olan inanç ve güveni destekleyeceklerini belirten Ağbal, “Bir çok sektör ‘biz mahvolduk ayağa kalkamayız’ derken turizm sektörü bizim iftihar ettiğimiz bir sektör. Bu anlamda özgüven nedeniyle kendilerini tebrik ediyorum. Hükümet olarak turizm sektörünün karşılaşacağı sorunlarla ilgili gereken tedbirleri aldık. Yeter ki turizm sektörü ayakta kalsın, duraklayan büyüme ivmesini tekrar yakalayıp 2023 hedeflerine ulaşmada yeni bir ivme kazansın” dedi.

KILIÇ: SPORUN ÖNEMLİ GÖREVİ VAR

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da spor turizmi alanlarının geliştirilmesi, geleneksel sporlarla ilgili yatırımların artırılması konusunda bakanlığı üzerine düşen çalışmaların yapıldığını anlattı.

Gençlerin kaynaşma ve kendilerini geliştirme açısından kullanacağı en önemli unsurlardan birinin spor olduğunu anlatan Kılıç, “Dün Şanlıurfa’daydım. Bölgedeki gençlerimiz çok heyecanlı. Bir araya gelip birlikte bir şeyler yapabilmek için heyecan duyuyorlar. Bu yaz 750’yi aşkın basketbol, voleybol ve futbol sahası inşa ettik. Ebeveynler çocuklarının nerede vakit geçirdiklerini bilmiyorlar, huzursuz oluyorlar. Tesisi yapmak yeterli değildir. Tesisin içini dolduracaksınız. Tesisleşme hamlesini sürdüreceğiz ve insanlarımızın her yaştan spor yapma olanaklarını geliştireceğiz” dedi.

SOYLU: YAYLADAKİ KAÇAK YAPILAR ANINDA YIKILACAK

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu da konuşmasında, yapılması gerekenleri ihmal etmeden yollarına devam ettiklerini söyledi. Bölgeye Körfez ülkelerinden gelen turistler ve kaçak yapılar konularına da değinen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu bölgenin medeniyeti büyük avantaj. 4-5 bin yıllık büyük medeniyet mirası var. Körfez ülkelerinden 400-500 bin turist geliyor. Bunların rahat bir şekilde burada dolaşmasını sağlayacak imkanları geliştirmeliyiz. Belki seçmenlerimiz bize kızacak ama bu riski almak zorundayız. Ama belki yarın bize dua edecekler. 2016 yılında Trabzon’da hiçbir yaylada kaçak yapılan yayla evi olmayacak. Yapıldığı anda da yıkılacak. Bu kararlılığı ortaya koymazsak, siyasiler olarak bu riski bürokrasi ile paylaşıp adımlar atmazsak geleceğimizin nereye gideceği belli değil.”

ÜNAL: KARA PROPAGANDA YÜRÜTÜLÜYOR

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal ise, Türkiye’nin 36 milyar dolarlık turizm hacmini deniz, kum ve güneş üçlüsünden elde ettiğine vurgu yaparak, “69 uygarlığı barındıran büyük bir kültür hazinesini henüz üretim yeteneğine dönüştüremedik. Destinasyon, ürün çeşitliliği ve pazar açısından son derece şanslıyız” dedi. Ünal, Türkiye’nin algısı ve imajına yönelik yürütülen kara propagandanın ülke için dezavantaj olduğuna da işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“2013’te Gezi olaylarıyla başlayan süreci çok iyi anlamak gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Hollanda, Almanya ve İspanya’da turizm fuarlarına katıldım. Gördüğümüz şey şu; birileri son derece bilinçli şekilde Türkiye algısı ve imajı üzerinde son 3 yıldır operasyon yürütüyor. Yani bunu Sultanahmet patlamasıyla veya uçak düşürülmesiyle ilişkilendirmek doğru olmaz. İspanya’da bakanlar düzeyinde toplantıda, İspanyol temsilcilerle görüştüm. ‘Plajlarınızda bombalar patlıyor ama turizminizi yukarı çekmeyi nasıl başardınız?’ diye sordum. Bana söylediği şey şu; ‘ETA her eylem yaptığında biz üniversitemiz, siyasetçilerimiz, medya organlarımız, sivil toplum örgütlerimiz tek yürek, tek ses olduk. Hep birlikte tepki verdik.’ Sonra ben canım ülkeme baktım. Düşünebiliyor musunuz? Şu anda Rusya, Suriye’de fiili olarak savaşıyor. İran fiili olarak savaşıyor. Esed diye bir katil 400 bin kişiyi katletti. Dünya buna ses çıkaramıyor. Ama benim ülkemde sadece 2 ilçede teröre karşı yürüttüğümüz meşru mücadeleyi dünyaya, ‘Türkiye iç savaşın eşiğinde’ diye birileri yansıtıyorsa, eğer birileri 400 bin kişiyi katleden bir katili mağdur durumuna getiriyor, 2.5 milyon insana kucağını açmış, mağdura mazluma kucağını açmış, yüzde 52 oyla seçilmiş meşru ve bu ülkeyi 13 yıldır taşıyan liderimize ‘diktatör bozuntusu’ deme cesaretini gösteriyorsa bunda bir sorun vardır. Birileri bu ülkenin üzerine bir oyun oynuyor demektir.”

Bakan Ünal, oyun teorisinde temel yaklaşımın ‘çevrenizde ne olup bittiğini bilmiyorsanız oyun sizin üzerinize dönüyor demektir’ olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öncelikle çevremizde ne olup bittiğini bileceğiz. 10 bin kilometre öteden gelip bölgede yeni sınırlar çizmeye çalışanlar, yeni düzenler kurmaya çalışanlar, bizi bir taraftan yeni kurulacak düzenin dışında tutmaya çalışırken bir taraftan da bizim adeta can damarımız niteliğinde olan alanlara saldırıyorlar. Bunlardan biri turizm. İmaj algı eşittir turizm. İmajınızı ve algınızı kaybettiğiniz anda turizmde kaçınılmaz olarak kaybetmeye başlarsınız.”

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Türk turizmine dönük saldırıların paydaşlarından birinin ‘paralel yapı’ olduğunu belirten ve “Hatta temel taşıyıcılarından” dedi. Yaklaşık 130 ülkede faaliyet gösterdiğini söylediği ‘paralel yanının’ her ülkede, ‘Türkiye güvenlik açısından riskli ülkedir’ propagandası yaptığını ileri süren Mahir Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yetmiyor, Türkiye içinde de medya organları aracılığıyla, ‘1300 tane otel iflas ediyor, batıyor’ diye kara propaganda yürütüyor. TÜRSAB başkanımız burada. 60 günden beri, 24 Kasım’da uçak düştüğü günden bu güne kadar hassasiyetle psikolojiyi ve algıyı yönetmeye çalışıyoruz. Uçak türbülansa girdiğinde öncelikle yolcuların psikolojisini iyi yönetmelisiniz, yoksa panik çıkar. Evet, şu anda bir türbülans yaşıyoruz. Ama burada psikoloji ve algıyı çok iyi yönetmeliyiz. Bunu da çok iyi yönetiyoruz. Sadece turizmi konu alan telafi edici ve önleyici tedbirleri konuştuğumuz dört toplantı düzenledik. Devlet olarak bu sektörü türbülans sürecinde nasıl kuşatacağımızın ve sağlıkla, selametle nasıl çıkaracağımızın çalışmalarını yapıyoruz. 13 yılda o kadar çok krizi yönettik ve engel aştık ki, her krizden güçlenerek ve o krizin bünyesindeki fırsatları dönüştürerek çıktık. Türkiye’nin enerjisi, heyecanı, umudu son derece dinamik. Herkese ve her şeye inat birileri Türkiye’nin turizminin kaderiyle oynarken, ona ömür biçerken burada 4 bakan, valiler, milletvekilleri toplandık, bölgenin turizm geleceğini konuşup planlamalarını yapıyoruz. Yayla ve meraların korunması lazım. Bunu bugün yapmazsak yarın istesek de düzenleyemeyiz, temizleyemeyiz.”

ABDÜLHAMİT’İN KÜTÜPHANESİ

Her toplumun kendi kimliğini, kendi hafızasını, kendi kültürel aidiyetini yeniden inşa etmek istediğini vurgulayan Mahir Ünal, “Hafızamızın kopuk parçalarını bulup inşa edeceğiz. Çok acı günler yaşadık. 1936’da bakanlar kurulu kararıyla Sultan Abdülhamit’in nadir eserler kütüphanesi İstanbul Üniversitesi’ne naklediliyor. 1998’da kütüphane müdürü hanımefendi, o dönemin 28 Şubat’ın simge isimlerinden Kemal Alemdaroğlu’na diyor ki, ‘Sayın rektörüm, kütüphanemizde irticai unsurlar buldum. Bunları atmamız gerekiyor’. 16 bin nadide eser çöpe atılıyor. Nasıl bir akılla hafızımızı yok ettiklerini biliyoruz. Bu ülkenin arşivi vagonlarla Bulgaristan’a satıldı. Mermerlerin üzerindeki nadide hat eserleri kazındı” dedi.

“ANTALYA’YI EXPO İLE ATAĞA KALDIRACAĞIZ”

:akan Ünal, kültür politikalarını şehirler üzerinde somutlaştıracaklarını da söylerken, “Viyana’ya gittiğimde 2 gün kalacaksam, ‘Royal Filarmoni orkestrasının konserine gideyim’ diyorum. Bir konseri 200-250 euro. Eğer bir turist Trabzon’a veya bölge şehirlerine gelecekse, ‘Oraya gittiğimde şu etkinliklere katılmalıyım’ demeli. İnsanlar bir duygusu hissetmek için seyahat ederler. Biz Karadeniz’e gelen insanlara hangi duyguyu yaşayacaklarını sunacağız” dedi.

Türkiye’ye 4.5 milyon Rus turist geldiğini, bunların yüzde 75’in Antalya’ya gittiğini belirten Ünal, “Antalya Rus turizmine bağımlı hale geldi maalesef. Hiçbir bölgemiz sadece bir pazarın bağımlısı haline gelmemeli. Antalya ile ilgili EXPO-2016 kaldıracını kullanacağız. EXPO biliyorsunuz olimpiyatlardan daha etkin bir organizasyon. 2016 döneminde Rus turist sayısındaki azalmayı telafi edeceğiz. Ondan sonraki zaman diliminde de pazarımızı çeşitlendireceğiz. Karadeniz’de de bu hataya düşmemek için yola çıkarken, master planı yaparken, ürün çeşitliliğini ve Pazar çeşitliliğini sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Konuşmaların ardından plaket töreni düzenlendi. Karadeniz Turizm Çalıştayı, basına kapalı olarak katılımcıların görüşlerini açıklamasıyla devam etti.

Ömür AVCI – Fatih TURAN/TRABZON, (DHA) –

Etiketler:

EN SON HABERLER

© 2020 KEMER HABER Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle