Hoşgeldiniz  

Menderes Türel: “Birbirimize el değil dil uzatıyoruz”

SEMİH KÖKEN | 21 Ekim 2014 | Antalya Haber A- A+

51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapanış galasında barış, hoşgörü ve demokrasi vurgusu yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Diyalogla çözülebilecek küçük bir mesele bile çözümsüz büyük bir soruna dönüşebiliyor. Mahallelerimizi birbirimize kapatıyoruz. Birbirimize el değil, dil uzatıyoruz. Oysaki sinemanın eleştiri dili sevgiye barışa, özgürlüğe, hoşgörüye açılan gönül kapısı olmalıdır.” şeklinde konuştu.

Antalya EXPO Center’da düzenlenen gala töreniyle sona eren 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu. Kutluğ Ataman’ın  Kuzu’su ‘En iyi film’ dahil 5 ödüle layık görülürken, ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü ‘İtirazım Var’la Onur Ünlü aldı. Kaan Müjdeci’nin ‘Sivas’ı, ‘Ulusal Uzun Metraj Jüri Özel Ödülü’, Nesrin Cavadzade ‘En İyi Kadın Oyuncu’, Annemin Şarkısı ‘En İyi İlk Film’, Serkan Keskin(Sivas) ve Feyyaz Duman(Annemin Şarkısı) ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödüllerini aldı. Geceye ev sahipliği yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel yaptığı konuşmada, Altın Portakal’la beraberinde doğal film stüdyosu özelliği, tarihi mekanları, doğa zenginliğiyle ve yeni film stüdyolarıyla Antalya’nın birkaç yıl içerisinde dünya sinema endüstrisinin üretim merkezlerinden, bir sinema şehri olacağını ifade etti. Türel, “Festival sarayımız, film platoları ve laboratuvarlarımız, kostüm bankalarımız, maddi ve manevi desteklerimizle yapımcıları ve yönetmenleri sadece festival için değil, film yapmak için Antalya’ya davet edeceğiz.” şeklinde konuştu.  

Kısa sürede Altın Portakal’ı canlandırmak, güçlendirmek ve Türkiye sinemasının 100. yılında bir bayram haline getirmek için gösterdiği gayretlerden söz eden Menderes Türel, “Sizler, bizim çağdaş demokrasiye, özgürlük ve kardeşliğe bağlılığımızın, sanatta tam özgürlük anlayışımızın da şahitlerisiniz. Türkiye’de artan hoşgörüsüzlük ve peşin hükümler bazen olmayacak yerde bile iletişim sorunlarına sebep olabiliyor. Diyalogla çözülebilecek küçük bir mesele bile çözümsüz, büyük bir soruna dönüşebiliyor. Mahallelerimizi birbirimize kapatıyoruz. Birbirimize el değil, dil uzatıyoruz. Oysaki sinemanın eleştiri dili sevgiye, barışa, özgürlüğe, hoşgörüye açılan gönül kapısı olmalıdır” dedi.

“Bölünmeye, ayrışmaya, ötekileştirmeye, sevgisizliğe geçit vermeyelim”

Belediyeciliğin bütün vatandaşlara hiçbir ayrım yapmadan hizmet verme yeri olduğunu ve siyasetin ikinci planda olduğunu belirten Türel, Türkiye’de siyaset ve medya dilin neredeyse 40 yıldan beri keskin bir kılıca dönüştüğünü söyledi. Günümüzde kılıcın ve tüfeğin yerini ‘dil’ in aldığını salonlarda kılıç ve mermi gibi kullanılan sözlerin, sokakta gerçek mermiye, bıçağa dönüştüğünden bahseden Türel, sevgi ve kardeşlik dili olan sanatın diline ihtiyaç duyduğumuza, sanat dünyasının sevginin son kalelerinden biri olduğuna vurgu yaptı. Türel, “Eğer sanat, keskin bir dille konuşursa, bu sevgi kalesi de düşer. Siyaset muhakkak ki, her insan gibi sanatçının da hakkıdır, ama sanatın dili öfke dili olmamalıdır. Sinemada film mesaj vermeli, filmin içine yüklenmiş ideolojiler öfke dili değil.1970’lerde bazı şehirlerimizde Pir Sultan Filmi ile çıkan, çıkarılan olayları unutmayalım. Bölünmeye, ayrışmaya, ötekileştirmeye, sevgisizliğe geçit vermeyelim” dedi.

Etiketler:

EN SON HABERLER

© 2020 KEMER HABER Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle