Hissikabbelvuku (önsezi , hissetmek,tahmin etmek)

İPEK ŞEVİK YAZDI

Kemere ilk geldiğim zamanlarda doğasına, yeşilliğine hayran
olmuştum. Aslanbucak tamamen portakal bahçeleriyle süslenmiş
güzellikteydi. Dar bir ana yolu vardı. Baharda arabanın camı açık
olmasa bile portakal ve limon çiçeklerinin kokusu içeriye dolardı. Dağ
manzarası bir yandan, güzelim kokular bir yandan cennet bahçesinde
oturmuş gibiydik. Kemerde aynı destansı güzellikteydi tabi.
Şimdilerde de aynı merak etmeyin. Evinizin balkonunda otururken sizi
saran ekzos kokuları, beton bloklardan görünmeyen doğa manzarası,
uzansan tutacakmışsın gibi bitişik bina dizaynları, insanların
bahçelerde toplanıp oturduğu kemer ölmüş durumda. Zaten kim ne
yapsın bağı, portakalı, limonu dimi. Çok zor bahçe ile uğraşmak.
Toplamak, ağaçları ilaçlamak, budamak, toprağını havalandırmak,
topladığı ürünü satmak hepsi mesele. Oturduğun yerden kiranın gelişi
daha tatlı. Elini hiçbir şeye sürmeden, kiracıdan kiranı almak en kolay.
Türkiye üreten ülkelerden biriyken artık tüketen ülkeler arasında
yerini almış durumda.  Buğday, mısır, pirinç gibi temel ürünlerde
üretimin tüketimi karşılayamadığını gösteren en önemli ürünler
arasında. İthalat rakamları (üretimin tüketimi karşıladığı şeker de
dahil) ihracatın üzerinde. Kuru fasulye ve mercimekte oldukça
yetersiz. Kuru fasulye üretiminde ihtiyacın yüzde 72’sini, kırmızı
mercimekte yüzde 74.9’unu, yeşil mercimekte yüzde 86.8’ini
karşılayabiliyoruz. Bu nedenle ithalat yapmak zorundayız..Kısaca
Türkiye çoğu gıdada dışarıya bağımlı durumda. Turunçgil de durum
farklı değil artık. Tüketimin artış hızı ile üretimin artış hızı oldukça
farklı. Burada aslında anlatmak istediğim sadece Kemer değil, tüm
Türkiye. Üretimden vazgeçmiş bir gelecek bizleri bekliyor ve bu beni
korkutuyor. Bu nedenledir ki önce kendi yaşadığım yeri eleştirmek

istedim. Çünkü insan önce kendini eleştirebildiğinde doğru yolu fark
edebilir. Bende bunu yaptım ve önce kendimi eleştirdim. Sizlerde
bence böyle yapmalısınız. Ürünleri pahalıya aldığınızda nedenlerini bir
düşünün eğer üretim az ama talep çoksa fiyat seyri yükseliş gösterir.
Arz talep meselesi işte tamda bu. Peki ne mi yapmalı betonlaşmaya
gitme yolu daha meşakkatli olmalı öncelikli olarak. Bahçelik alanlar
(ekilebilen alanlar) mecbur kalmadıkça ellenmemeli. İnsanların konut
ihtiyaçları nasıl olacak diye söylendiniz belki. Toplu konutlar inşa
edilebilir. Ama o yerlerden sökülecek ağaçlar başka yere taşınmalı.
Orda üretim hayatı devam etmeli. Baltalayıp atılmamalı meyve veren
ağaç. Doğa öyle güzel ki hiç bırakmıyor mücadelesini. Yeniden yeşerip
güzelleşmeye çabalıyor. Neden bizlerde ona yardımcı olmayalım.
Neden güzelim meyvesinden senin torununda koparmasın? Çok şey
istiyorsun diyenler olmuştur. Ya da bu makale canını sıkmışta olabilir
tabi. O zaman yapman gereken bir kase pudra şekeri ile bol
hormonlanmış çileğini betonlara bakarak yemeye başla şimdiden
afiyet olsun.