Hoşgeldiniz  

Gururlu İstifa Bu Ayıp Necati hocaya yeter

SEMİH KÖKEN | 22 Ağustos 2019 | Gündem, Kemer Güncel, Siyaset, Yaşam A- A+

Gururlu İstifa Bu Ayıp Necati hocaya yeter

Sen ben yok biz varız sloganıyla göreve gelen Kemerin DSP li Necati Hocası yönetiminin 5 inci ayında dökülmeye başladı.

Sokakta bir çok şehir efsanesinin dolaşmaya başlamasının ardından verilen sözlerin yerine getirilememesi ve ardından sokaklara kaldırımlara kadar inen yasal olmayan işyerlerine tepkilerin ardından Ruhsat olayı Kemer Belediyesinin itibarına bomba gibi düştü.

Gazetemiz Genel Yayın koordinatörü Semih Köken in ortaya çıkartıp sosyal Medyada yayın yapmasının ardından gerçekleşen olay Kemerde büyük ses getirdi.

Kemerde bir turizm acentasının Necati Topaloğlu nun ekibinden bir takım kişilerle Kemerde bir İşletmede oturup anlaşmalarının ardından Necati Topaloğlunun buraya kesinlikle Ruhsat verilmeyeçek talimatı olmasına rağmen yapılan baskılar sonucu adı geçen işletmeye Ruhsat verilmesi bardağı taşıran son damla oldu.

Bunun üzerine giden Topaloğlu sözünü dinlemeyen iki kişinin istifasını istedi ve gereği yapıldı.

Kemer Belediye Başkan Yardımcısı olan Adnan Öney in RUHSATI haklı gerekçelerle imzaladığını anlatmasına rağmen istifası jet hızıyla kabul edildi ve Semih Köken in gün yüzüne çıkardığı olay kesinleşmiş oldu.

Ancak bu güne kadar adı en ufak bir olayla anılmayan Şerefle görev yapan Adnan Öney zehir zemberek bir açıklama ile sosyal medyada kendini savundu ve bunların yanında benim işim olmaz dedi.

BU GURURLU DAVRANIŞINDAN DOLAYI ADNAN ÖNEY İ TEBRİK EDİYORUZ

İŞTE O AÇIKLAMA :

Değerli Kemerliler,
Bazılarınızın da bildiği gibi 08.08.2019 tarihinde Kemer Belediye Başkan Yardımcılığı görevimden ve memuriyetten istifa ettim. Bu açıklamayı da, oluşturulmaya çalışılan algıları ve yorumları önlemek için yapıyorum.
Türkiye bir hukuk devletidir, beğenelim ya da beğenmeyelim, kabul edelim ya da etmeyelim bir anayasa ile ve ona uyumlu yasalarla yönetilir. Ve hepimiz buna uymakla yükümlüyüz.
Bir işyerinin hangi koşullarla ruhsatlandırılacağı da yine yasalarla belirlenmiştir. İdareler, yasa ve yönetmeliklerle belirlenen koşulları taşıyan her işyerine, o iş yerinin geçmişine, siyasi yapısına, etnik kimliğine bakmaksızın evraklarını tamamladığı gün ruhsat vermekle yükümlüdür. Reklamı olmasın diye adını vermeyeceğim işyeri ruhsat başvurusunda bulunmuş, durumu Ruhsat Müdürlüğü’nce incelenmiş, hukukçu görüşü de alınarak ruhsat verilmesi uygun görülmemiştir. Söz konusu işyeri yargıya başvurmuş, idari mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı çıkmıştır. İdarenin bu durumda yapması gereken yargı kararını tıpkı pazar yeri değişikliğinde olduğu gibi uygulayıp, işyerini ruhsatlandırmak ama ardından da bu yargı kararının iptali için bir üst mahkemeye itiraz etmek olmalıdır.
Hiç kimse yasaların üstünde değildir. Hiç kimse “ben seçilmişim, yasa benim” diyemez. Bu mahkeme kararının uygulanmamasının sorumlusu Ruhsat Müdürü ve son imza yetkilisi olarak benim. Yani 6 ay ile 2 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanacak olan bizleriz. Bu “ katiller bile sokakta elini kolunu sallayarak dolaşıyor, bir şey olmaz” yaklaşımıyla geçiştirilecek kadar basit bir şey değildir. Bu durum karşısında sorumlu Başkan Yardımcısı sıfatıyla ya siyasi davranacak ve emirlere biat edecektim, ya da hukuki davranacaktım. Ben hukuka saygımın gereği, her şeyi, her türlü çirkin saldırıları da göze alarak hukuki davranma yolunu seçtim ve gereğini yaptım.
İdarenin haklı gerekçelerle üst mahkeme kararını beklemeden de ruhsat iptal yetkisi vardır. Her nedense bu yetki kullanılmamıştır. Üst mahkeme yürütmeyi durdurma kararını iptal etmezse de, söz konusu işletme gerçekten çalışma amacını ve alanını aşıyor, yasa dışı işler yapıyorsa emniyet teşkilatıyla, adliyesiyle, maliyesiyle çok sıkı denetimlerle istenirse bunun önüne geçebilmek de mümkündür. Yeter ki hukukun dışına çıkılmasın.
İstifamın tek sebebi elbette ki; her türlü karalamaya, şaibeye, kötü kokulara müsait bu olay değildir. Bu sadece son noktadır.
Devlet intikam duygularıyla yönetilmez, “ben yaptım, oldu” zihniyetiyle yönetilmez, akşamdan sabaha değişen kararlarla yönetilmez. Bu duruma düşmemek için istifa ettim. Pazar yerinin taşınmasından yıkımlara, alınan kararların bir çoğunun mahkeme kararlarıyla durdurulmasını, sürekli fazlalığını eleştirdiğimiz personelden daha fazlasıyla daha az iş ürettiğimizi, selamlaştığım insanlara açıklamakta zorluk çekmemek için istifa ettim. Liyakatin yerini eş-dost ilişkilerinin alabileceği, güvensiz, huzursuz, mutsuz insanlar oluşturulabileceği endişesiyle istifa ettim.
Adalet, hukuk, bilimsellik, çok seslilik demokratik yönetimlerin vazgeçilmezleridir. Bu yönetimlerde yetki ve sorumluluk paraleldir. Davul bende, tokmak başkasında olabilir korkusuyla istifa ettim. 60 yılda oluşturduğum kimliğimi, kişiliğimi, onurumu, vicdanımı, saygınlığımı, “ne ezilen ne ezen, insanca,hakça bir düzen” şiarımı bizde siyaset adı verilen kirli pazarda yıpratmamak için, yalan söylemek zorunda kalmamak için istifa ettim. Doğruyu kim yaparsa yapsın desteklerim, yanındayım, çalışırım ama kimse benden yanlışın yanında olmamı beklemesin. Benim parayla, pulla, mevki ile, makamla işim olmadığını cümle alem bilir. Düşüncelerimle, bilgi birikimimle, projelerimle Kemer’e de, ülkeme de hizmet etmeye devam edeceğim, bunun için rütbeye de makama da ihtiyacım yok. Ben dün de Adnan ÖNEY’dim, bugün de Adnan ÖNEY’im, yarın da Adnan ÖNEY olacağım.
Saygılarımla…

Adnan ÖNEY

Etiketler:

EN SON HABERLER

© 2020 KEMER HABER Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle