Hoşgeldiniz  

Başkan Türel: “Tek adam ‘Yüce Türk Milletidir”

Semih Köken | 03 Nisan 2017 | Antalya Haber, Gündem, Yaşam A- A+

Başkan Türel: “Tek adam ‘Yüce Türk Milletidir”

Gündoğmuşlulara Cumhurbaşkanlığı sistemini anlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, tek adamlık söylemlerine tepki göstererek, “Yeni sistemde, tek adam Yüce Türk Milletidir” dedi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Gündoğmuş’ta halkla buluştu. İlk olarak muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelen Başkan Türel, Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren ile birlikte sorunları dinledi. Esnafı da ziyaret eden Başkan Menderes Türel, Cumhuriyet Meydanı’nda Gündoğmuşlulara seslendi. Gündoğmuş’a Büyükşehir Yasası sayesinde güzel hizmetler getirebildiklerini söyleyen Başkan Türel “Gündoğmuş’un hizmet açığını kapatmayı hep öncelikler içerisinde değerlendirdik. Büyükşehir Yasasından önce Gazipaşa’dan Kaş’ kadar 539 köye yapılan toplam yatırım 10 milyon lira iken biz sadece Gündoğmuş’a 3 senede 40 milyon liraya yakın yatırım yapmışız. Eskiden sadece Antalya’nın tüm köylerine yapılan yatırımın 3-4 mislini sadece Gündoğmuş’ta yapıyoruz. İşte 5 yıldızlı otel kalitesinde Gündoğmuş Kültür Merkezimiz tek başına 6 milyonluk bir yatırım. Gündoğmuşlu hemşerime en güzeli yakışır. Gündoğmuş’a ilk sıcak asfaltı döktüğümüzde inanın sizlerden gelen teşekkür yazılarını ve sosyal medyadaki teşekkürleri okurken gözlerim yaşardı. “Bugünleri de mi görecektik” yazmışlar. Çok duygulandım” diye konuştu.
İSTEMEZÜKÇÜ ZİHNİYET
Bu hizmetlerin 3 yıl önce yürürlüğe giren ve Türkiye tarihinin önemli reformlarından olan Büyükşehir Yasası sayesinde yapılabildiğinin altını çizen Türel, “Bu yasayı Meclis’te çıkarmak isterken ki ben o zaman Ankara’da milletvekili ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıydım, bugün kimler hayır diyorsa o zaman da aynı sesler hayır seslerini yükseltti. Olmaz, yapamazsınız hayır dediler. Bizim derdimiz işte bu hizmetleri gelip buralarda yapabilmek. Bu ülkenin gelişmesini, kalkınmasını istemeyenler hep bu istemezük zihniyetini, hep bu hayır zihniyetini ortaya koydular. Dayanakları neydi? Dayanakları iftiradan, yalandan başka bir şey değildi. O gün attıkları yalan neyse bugün de aynı yalanlarla konuşuyorlar. O zaman Büyükşehir adayı olan arkadaş da bizim karşımızda çıktı, Antalya’dan Gündoğmuş’a hizmet mi gidermiş. Böyle yasa olur mu dedi. Ben de yan gelip yatarsan elbette hizmet gitmez; ama gece gündüz çalışırsan Gündoğmuş’a da Akseki’ye de İbradı’ya da her yere hizmet gider demiştim. Elbette daha yapmamız gereken çok iş var. Hizmet açığını kapatıyoruz. Ama elhamdülillah bugün Gündoğmuş’a yaptığımız hizmetlerin rakamları yalan söylemiyor. Rakamlar yalan söylemez” dedi.
HEP AYNI YALANLARLA GELİYOR
Büyükşehir Yasası çıkarken hayırcı zihniyetin “bu yasa ülkeyi 30 eyalete bölüyor, bu bölücülüktür, bu ülkeyi parçalamaktır” dediğini hatırlatan Türel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu eyalet sisteminin ayak sesidir dediler. Biz ne zaman iyi bir şey yapmaya kalksak bunlar hep bu yalanı atıyor. İşte bugün de 16 Nisan’daki referandum öncesinde hemen başladılar gene aynı yalana. Bu anayasa değişikliği bölücülük getirecekmiş. Felaket getirecekmiş. Eyalet, federal sistem getirecekmiş. Ya 18 maddenin içinde acaba bir satır bununla ilgili bir şey var mı? Yok. Bazen Sayın Cumhurbaşkanımız bunlara yalan fabrikası diyor ama fabrika çok üretir, üretimi büyük olur fabrikanın. Bunlarınki olsa olsa yalan atölyesi olur. Hep aynı yalanlarla geliyorlar çünkü. Şimdi de bu ülkeyi bölmek için bunu yapıyorlar. Size soruyorum bu memleketi biz mi bölmek istiyoruz yoksa dağdaki teröristler mi bölmek, parçalamak istiyor. 40 senedir bu ülkenin insanlarının canına şerefsizce kasteden bu hain teröristler mi bu ülkeyi bölmek istiyor, yoksa bu milleti için bu ülke için hayatını ortaya koyarak çalışan gece gündüz çalışan Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları mı bölmek istiyor? Bu soruların cevapları herkes tarafından biliniyor.
KIRMIZI IŞIKTA GEÇSE YARGILANABİLECEK
16 Nisan’daki referandumda Türkiye’nin omzundaki yüklerden ve ayağındaki prangalardan kurtularak daha güçlü bir devlet olması için bir yönetim sistemi değişikliğinin oylanacağını belirten Türel, şunları söyledi: “Bir taraftan bölünme yalanları, diğer taraftan tek adamlık, diktatörlük yalanları atılıyor. Şimdi size soruyorum. Hangi diktatörü halk seçiyor? Hangi diktatör beni iki defa seçin, daha fazla seçmeyin diyor. Peki, hangi diktatör gelin benim yargılama sistemimi kolaylaştırın diyor. Soruşturmam daha kolay olsun diyor. Bugünkü sistemde Cumhurbaşkanlarının hiçbir şekilde yargılanması mümkün değil. Sadece vatan hainliği suçundan yargılanabiliyor. O da meclisin 4’te 3 çoğunluğunun evet demesiyle. Vatan hainliği diye ceza kanunlarında bir açıklama bir tanımı var mı? Yok. Hırsızın var, katilin var. Tanımı olmayan bir suçtan Cumhurbaşkanları yargılanamayacağı için bugüne kadar da yargılanmamışlar. Şimdi ne oluyor. 4 te 3 çoğunluk yerine, 3’te 2 yani yüzde 75’den yüzde 66’ya daha az bir çoğunlukla, Cumhurbaşkanları yargılanabilir bir hale geliyor. Hangi suçtan peki, yine adı sanı belli olmayan bir suçtan mı? Hayır. Her suçtan yargılanabiliyor. Kırmızı ışıkta geçse yargılanabilecek. Bunu hangi diktatör ister. Anlatılanların hepsi hikaye, hepsi yalan, hepsi iftira. Birisi nasıl diktatörlük gelecekmiş, izah etsin dişimi kıracağım.”
SİSTEM UZLAŞMAYI GETİRİYOR
“Cumhurbaşkanı yargıyı ele geçirecek” söylemlerinin yalan olduğunu söyleyen Başkan Türel, şu açıklamayı yaptı: “Nasıl ele geçirecek? 13 tane yüksek yargı mensubu 7’sini meclis seçiyor, 4’ünü Cumhurbaşkanı, 2’si de doğal üye Bakanla, Müsteşar. Çoğunluğunu meclis seçiyor. Cumhurbaşkanı kazanırsa partisini de çoğunluk olur seçer hepsini ele geçirir. Hayır o da yok. Çünkü 7’sini meclis üçte iki çoğunlukla seçiyor. Üçte iki çoğunluk bugün mecliste yok. Benim bildiğim 40-50 senedir de olmamış. Meclise üçte iki çoğunlukla birisini seçeceksin demek, partiler bir araya gelin uzlaşın demek. Yani sistemin içinde tek adamlık yok, partilerin arasında uzlaşmayı zorlayan bir sistem var. Çoğunluğu 7 kişi olan 13 kişilik heyette, hani Cumhurbaşkanının tek başına belirleme yetkisi nerede Allah aşkına. Ama hep uyduruyorlar. Efendim uzlaşamazlarsa? Uzlaşamazlarsa yeni Cumhurbaşkanı seçilir. Meclis uzlaşamadı, 7 kişiyi kurayla seçiyor. Her şeye hayır dediler Marmaray’a hayır dediler. Köprülere hayır dediler. Antalya’da yapacağımız kavşaklara hayır dediler. Şimdi en çok onlar geçiyor. Hayatları yalan. Bizim sistemimiz milletin sistemidir. Her hakim kararında ‘Türk Milleti Adına’ diye başlar. Yani hepimiz adına kararını yazmaya başlıyor. Bizim adımıza karar veren hakimi kim seçmeli? Ya milletin kendisi, o da mümkün değil, millet seçemiyorsa milletin seçtikleri seçmeli. Dünyada da böyle oluyor işte. Millete güveneceğiz. ‘Millet ya yanlış yaparsa, yanlışı seçerse?’ E o zaman millet yanlış yaparsa dediğimizde millete güvenmezsek “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” lafı nerede kaldı? Bu millet ne seçerse doğru seçer.”
ÇİFT BAŞLILIK BİTECEK
Vesayet demokrasisinin getirdiği en önemli sorunlardan bir tanesin de iki başlılık olduğunu kaydeden Türel, şöyle devam etti: “Vesayet demokrasisi halka güvenmediği için hep ipleri elinde tutmak istemiş. 12 Eylül Anayasası Darbe Anayasasıyla Kenan Evren yetkilerin önemli bir bölümünü Cumhurbaşkanlığına almış. Bir kısmı da Başbakanlıkta Hükümette. Peki, ne olmuş kavga kaçınılmaz olmuş. Çatal kazık toprağa girmiyor. Cumhurbaşkanın yetkilerinin yarısı Başbakanda olunca kavga kaçınılmaz olmuş. Rahmetli Özal Cumhurbaşkanı olmuş, Demirel bir günden bir güne Özal’a Sayın Cumhurbaşkanım dememiş, Çankaya’daki zat demiş. Sonra Sayın Demirel Cumhurbaşkanı olmuş, kızım dediği Tansu Çiller’i Başbakan yapmış. Bir gün çıktı basının huzuruna, ya ben partimi kızıma emanet etmiştim; ama beni öyle kızdırdı ki Çankaya’nın balkonundan kızımı aşağı atacaktım demiş. Sonra gelmiş merhum Ecevit, Ahmet Necdet Sezer’i Cumhurbaşkanı seçtirmiş. Bir gece o zaman krediler yüzde 130’du, şimdi hamdolsun yüzde 20’nin altına düşüyor. Yüzde 130 kredi ile gece yatmışız sabah kalmışız bir bakmışız 7 bin 500 faiz aman yarabbi ya ne oldu? Ahmet Necdet Sezer, kendisini seçtiren Ecevit’in kafasına anayasa kitapçığı fırlattı. O faizi ödeyenlerimiz vardır aramızda Türkiye’nin ekonomideki kara günüdür. En fakirleştiği gündür. İşte bu iki başlılık bize yaramamış. Şimdi inşallah Evet dediğimizde bu da bitecek.”
DAĞDAKİ TERÖRİST DE HAYIR DİYOR
Avrupa’nın, PKK’nın hayır dediğinin altını çizen Başkan Menderes Türel, şunları ifade etti: “Almanya’sı, Hollanda’sı bütün Avrupa hayır propagandası yapıyor. Almanya, Hollanda biz çok güçlü olalım aman Türkiye çok gelişmiş olsun, çok zenginleşsin diye mi hayır aklı vermeye kalkıyor bize. Benim milletim, sizin hepinizden akıllı. Sizin aklınıza falan ihtiyacımız yok. Senelerdir bu ülkeyi arkadan yönetmek istemişsiniz, çekin elinizi bizim üstümüzden. Öbür tarafta Kandil hayır diye yırtınıyor. Dağdaki terörist biz çok iyi olalım diye mi hayır kampanyası yapıyor. Elbette herkesin görüşüne, demokrasiye saygımız sonsuz diyorum. Kesinlikle hayır oyu verecek herkes teröristtir demiyorum bunu kabul etmemiz mümkün değil ama vatandaşlarımıza şunu söylüyorum hayır oyu veriyor iken dağdaki teröristlerin tamamı hayırcı bunu idrak ederek değerlendirin bu meseleyi diyorum.”
AVRUPA KONSEYİ’NE TEPKİ
Geçen hafta Türkiye’yi temsilen Strasburg’da Avrupa Konseyi toplantısına katıldığını kaydeden Türel, Türkiye’yi savunduğu konuşmasının Avrupa Konseyi’ndeki PKK sempatizanlarınca nasıl engellenmek istendiğini şöyle anlattı: “Avrupa Konseyi Milli Heyet Başkanıyım. HDP’li belediye başkanların tutuklanması ve kayyum atanmasıyla ilgili rapor görüşülecekti. Bir heyet başkanı olarak tabi ki ben cevap verme durumundaydım. Avrupa Konseyi hukuk ve demokrasinin beşiğidir; ama ne hukuk tanıdılar ne demokrasi bildiler. Tabi bizim değişiklik önergelerimizin hepsi büyük çoğunlukta ret edildi. Neredeyse bu teröre bulaşmış belediye başkanlarını kahraman ilan edecekler. Adeta belediyelerin resmi araçlarıyla canlı bomba eylemi yapan, belediyenin iş makineleriyle hendekler kazarak güvenlik güçlerini önlemeye çalışan, belediye başkanlarına taç giydireceklerdi. Çok net. Ve orada ben bunları anlattım. 2 dakikalık bir konuşma süresiydi. Bu süre içinde gerçekleri anlatmaya çalışıyor iken birileri sürekli bana arkamdan laf atıyor. Bir bayan bir erkek. Kahkahalar atıyorlar. Konuşmamı engellemek istiyorlar. Konuşmam bitti. Baktım bir bayan, poşulu, anlaşılıyor ki ya terör yandaşı ya sempatizanı. Bazı Avrupa ülkeleri bizim bakanlarımızı ülkelerine sokmuyorlar ama PKK sempatizanları Avrupa Konseyi Genel Kurul Salonu’nda cirit atıyorlar. Bütün masalarda HDP’nin broşürleri vardı. Bunların nedenini iyi anlamamız lazım. Bana çıkıyorken onlardan biri laf attı. Bugün dedi hayır çıktı konseyde üzüldünüz, 16’sında hayır çıktığında da yine üzüleceksiniz. Bugün üzdük yine üzüleceksiniz dedi. Döndüm dedim ki gün olacak devran dönecek. Bugün Avrupa’da sizin yüzünüz gülüyor olabilir ama bu millet 16 Nisan’da size Osmanlı şamarıyla güzel bir cevap verdiğinde esas üzülen siz olacaksınız Kandil’i de başınıza geçireceğiz dedim.”
EVET DİYECEĞİZ
Hedeflerinin Türkiye Cumhuriyetini 100. Yılında, 2023’te dünyanın 10’uncu büyük, Avrupa’nın üçüncü büyük ülkesi haline getirmek olduğunun altını çizen Başkan Türel, “Büyük hedefe yürüyorken tek bayrak tek vatan tek devlet tek millet kararımızda evet diyoruz. Siz meseleyi zaten biliyorsunuz. Bunu herkese anlatmanız lazım. Bu mesele bir siyasi parti meselesi değil memleket meselesi. Memleketin önünü açacak bir reforma evet diyeceğiz. Daha hızlı kalkınmamız için. Evet diyeceğiz. Bu bir Memleket meselesidir” şeklinde sözlerini tamamladı.

Etiketler:

EN SON HABERLER

© 2020 KEMER HABER Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Reklamı Gizle
Reklamı Gizle